Quantcast
Channel: STYLEBOOM
Viewing all 407 articles
Browse latest View live

BABYBOOM | Yoga Time!

$
0
0

Şu an tam da blogun başına oturduğumda Yoga Şala'da bir seans öncesindeyim... Omurgama, belime, bacaklarıma ve daha şahanesi zihnime bi' güzellik yapmama tamı tamına 32 dakika var:) Baktım henüz #babyboom bloguna hala çekidüzen veremedim, bazı şeyleri buradan paylaşmakta fayda var dedim. Çünkü bu deneyim hakikaten paylaşılmaya değer.

Styleboom'u uzun zamandır takip edenler benim bir pilates düşkünü olduğumu ve düzenli devam ettiğimi bilir, ama bebek haberini alınca normal doğumu da düşündüğümden, yine pilates hocamın şiddetle tavsiye etmesiyle hamile yogasını araştırmaya koyuldum, vee hem evime yakın, hem bu konuda hep çok övgüler almış Yoga Şala ile tanıştım. Doğrusu ben yogaya hep biraz alaycı, biraz şüpheci yaklaşmışımdır, kesin bana gülme gelir, ben o kadar "sit still" bi hale giremem derdim, meğer ne kadar yanılıyormuşum! Doğrusu yogaya başlamak verdiğim en doğru kararlardan biri olmuş, kendime ve göbüşümdeki arkadaşa güzel bir hediye:) Bunu ilk 2 seanstan sonra bile anladım. Yakında burada size yoga dersimin videosu koyacağım, bakalım beğenecek misiniz:)

Bazı Kelimeler Anlamsızlaşınca

$
0
0

Günlerdir hiçbir şey yazasım yok. Fotoğraf çekesim yok.
Burada bu blogda tanıdığınızın dışında hayatımı kazanmaya çalıştığım esas mesleğime yazıklar olsunlar okundu, ahlar edildi, kınamalar geldi. Bu meslek ki bana büyük paralar, ölümsüzlük ya da şöhret vaad etmedi asla, ama ben hep bildim bir sınıftan içeri girip de kürsüme geçtiğimde hissettiğim mutluluğu, şevki ve tatmini başka hiçbir şeyden alamayacaktım, alamıyordum.  Bana “benim için şunu değiştirdiniz” diyen bir öğrencinin verdiği hissi anlatamıyordum.  Eşime telefonda “hayır karşılığı çok değil ama ben bunu yapmak istiyorum bana ihtiyaç var” derkenki hali başka şeyde hissedemiyordum. Kapı kapandığında karşımda yüzlerle bir başıma kaldığımda dışarıda her ne olmuşsa olsun, o günüm ne kadar kötü geçmişse geçsin hepsi kapının dışında kaldı. Böyle bir hissi bana evet ne hiç bir iş ne hiç bir kimse yaşatamadı.  Sisteme hep direndim, farklı bir eğitimci, sıradanın dışında bir anlatıcı, öğrenciliğini unutmamış bir öğretmen olmak için: ve bunun için bana bu öğretiyi veren okulumla bile bazen mücadele ettim.  En büyük şansım okulum, bölümüm, hocalarım tarafından hep  “dinlenmek” oldu, öğrencilerim tarafından hep “desteklenmek” oldu.  Çünkü biz ODTÜ’deydik.
Bizim gibilere en ufak bir utanç duymadan “yazıklar olsun” diyen hoyrat ne biliyor ki? Çocuğunun ne mücadelesi olmuş? Çocuğunun gecesini, gündüzünü, sevgilisini, arkadaşlarını her şeyini icab ederse feda edip çalıştığı şeyin karşılığını hiç alamadığı olmuş mu ki? Hiç “feda” etmiş mi ki? Biz öyle çok feda, feragat ve cefayı normalleştirmişiz ki mesela, bu kelimelerin hepsi bende anlamını yitirdi!  Bazı insanlar akademisyenliği istediğimiz kıyafeti giyip istediğimiz saatte okula gittiğimiz, yata yata profesör olduğumuz gibi klişelerle aşağılamaya çalışıyor; onlara göre bir kadın için en iyi meslek çünkü eve gelip çorbasını pişirebilir! Çorba içecek hali mi vardır peki?  Hiç kimse istediğimiz kıyafetlerle mesela ODTUde artik kaloriferler de kapatıldığında kışın eksi 7 derecede gecenin belki 2sinde 3ünde dönümlerce uzayan kampüste  jandarma neredeyse bari o taraftan geçerek arabaya/otobüse/dolmuşa gideyim dediğimizden haberdar değil.  Bir gece sanırım saat 01:00 sularıydı, eşim İstanbul’dan okula beni ziyarete geldi, bölümdeki kalabalığa şaşırmıştı. “Bu saatte bu kadar adam napıyorsunuz?” oldu. Çalışıyorduk! Neden şaşırmıştı,  daha acayibi biz neden şaşırmıyorduk?  Gece bekçisinin menemenine ekmek banmak, yemek için odaya bir kumpir söylemek, anca bu kadarına vakit vardı. Kimse doktorasını alan kişinin daha 3. günde Yar.Doç kadrosu ya gelmezse hezeyanına girdiğini, hadi geldi diyelim kime gideceğini, hadi oldu diyelim doçentlik sınavında uzmanlığı neyse inadına onun aksi sorularla tongaya düşürülmeye çalışılacağına takılmıyor. Kimse önümüze her sene değişe değişe konan,  tam tamamladım sandığında aslında ucundan yine kaçırdığını gösteren doçentlik kriterlerini görmüyor. İnsanların “makale” denince anladığı şey acaba Ayşe Özyılmazel’i yazdıkları gibi bir şey mi? Sana hem çok iyi bir araştırmacı, hem yıl sonunda değerlendirme formlarında öğrenciler tarafından eğitimciliği sayfa sayfa sorularla değerlendirilmiş süper bir eğitimci ol ve bunu aynı minik maaşın içinde eritiver dediklerini duymuyor. Belki çok iyi bir araştırmacısın ama eğitimci olarak 5 üzerinden 4ün altına indiysen hiçbir idarecinin senin yüzüne bakmayacağı, fonlarının yalan olacağı gerçeğine kulak kesilmiyor. Belki çok iyi bir eğitimcisin, senin açtığın ders için öğrenciler birbirini kesiyor, ama o yıl hiç mi konferansa katılmadın,  toplantılarda sana laf çakılınca kimse seni savunmuyor.  Bir entellektüel değilsen öğrencinin seni iplemeyeceği ile ilgilenmiyor. Bunlar için mesela ODTÜ hiç kınanmadı bildiğim kadarı ile; mülakatta neredeyse kan kusturarak seçtiği 11 doktora öğrencisinden 3 yılın sonunda sadece 4ü yeterlikten geçebildiği için, orada 7 yetişkin 30’undan sonra hayatı başa sarmak gerçeğiyle ne yapacağını bilmez bir halde kalakaldığı için de kimse kınamadı sanmam.  Sen ki o yeterliğe çalışırken 5 ay boyunca kendine ödül olarak günde yalnızca 1 saat heroes dizisi molası vermişsindir, ve o diziyi izleme saatinin mutluluğunun üstüne mutluluk kalmamıştır yeryüzünde. Ama yeterlikten geçtin dendiğinde dışarda aynı sabahı gördüğün arkadaşın kaldı diye şoktayken sevinme  hakkının bile ayıp gibi geldiğini bilmez bu ofise kotla  dahi gidebilecek kadar rahat bir iş hayatımız olduğunu düşünenler. “Başardığına sevinmek” kelimesi misal benim için o gün anlamını yitirmişti. Ama işte THE’nın ilk 100 listesine de, dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim/araştırma kriterlerine de anca bu şekilde girilebiliyor. Sonra da öğrencisiyle, eğitimcisiyle bu cefayı çekenler “ilimi/bilimi” protesto etmekle suçlanabiliyor. Güya(!) protesto edilen şeyi yapan kadroya bir bakmak, kaç mühendisin kaç analistin ODTUden diplomasını böyle hislerini yitire yitire, kelimelerin anlamlarını feda ede ede alabildiği için o şeyi uzaya sallayabildiğine dikkat etmek bu kınamacıların aklına gelmiyor.

ODTÜ hedefini koyduğumdan bu yana hep çok çalıştım, o kadar çok o kadar çok çalıştım ki, “çok” kelimesi de  anlamını yitirdi. Denedim yanıldım, yaptım bozdular, başardım sandım bozguna uğrattılar, tamam dedim yarım bile değil dediler: bunları hep hocalarım dedi, ama ben hiç “kınayamadım”,  çünkü biliyordum ki aynı yolların belki daha acısından onlar da geçtiler, aynı mağlubiyetlerle dizlerin üstünde doğrulup sonunda galip geldiler. Ne kazandın dersen söyleyeyim: “yorgunum” . Tek başıma hak ettim, tek başıma tadını bile çıkaramadım.  İktidarların ya da siyasilerin değil ama sonunda akademi, sonunda üniversite denen yerlerin bizim gibileri kınaması  her ne kadar onların utancıdır desem de kalbimi paramparça etti. Diğer kelimelerin anlamını yitirdiği gibi “hayal kırıklığı” da artık anlamını yitirdi.

XOXOTheMag dergisi için bir wishlist yapmam gerekiyordu, yapamadım. Çünkü 2013 için tek dileğim bazı kelimeler benim için, bu ülke için, millet için artık yeniden “anlamlarını” geri kazansın. Başka bir şey değil.

BOOMSTYLE | Gucci'de En Uzun Gece

$
0
0
 Fotoğraf:Özberk Baz

En uzun geceyi seviyorum! Nedeni sonrasında yine günlerin uzamaya başlaması:)
Ve bu yıl en uzun geceyi sevmek için bir başka nedenim daha vardı: geceyi Gucci şahaneleri içinde geçirmek! 21 aralık gecesi Gucci Maçka'yı ziyaret edenlerle stil önerileri, hamiş Boomerlarla göbekle barışma tüyoları, sezona ve hazır indirim başlamışken gelecek sezona yatırım yapılacak parçaları konuştuk! Bir yandan da ben favorilerimi giydim çıkardım. Sizin favorileriniz bakalım hangileri olacak?


Sanırım Gucci koleksiyonunda en evdiğim 2. elbise buydu! Saks mavisi leopar desenli bir elbise olan 1.si ancak doğum sonrasına kalabilecek bir şahaneydi:) Eğer hamilelik sürecinde  kalça çok çok genişlememişse pilise elbiseler hem inanılmaz rahat, hem de flörtöz havasıyla pek şık olabiliyor. Metalik trendini ben bronzla uygulamayı çok seviyorum, altınlar ve gümüşler zaten çok kullanıldı, ama esas olay morun buna çok yakışacağını bilmekti:))

 Dev Gucci parfüm:) Seferberlik zamanları için:p

Zımba görmekten çok sıkıldığımı defalarca söylemişimdir ama bu çizme hafif bol hali, zımbalı chunky topukları ile beni benden aldı. 


Doğruya doğru bunca yıl nefret ilişkisi yaşadığım tayt hamilelikte baş kurtarıcılardan biri, ama taytın bana verdiği o salaş ve vurdumduymaz hissini de yok etmem şart. O yüzden üstüne bol aksesuarlı şık şeyler kullanmayı seviyorum, fakat taytla kombinlenen böyle mücevher gibi bir çizme de bu derde deva olabilir. 


Kışın vazgeçilmezlerimden biri çeşit çeşit eldiven, özellikle içi sıcak turan deriler. Bir de eldivenlerimin tekine mukayyet olabilsem! İlla mı eldiven teki düşürülür, sanırım en yalnız kalpler benim eldiven çekmecemde:)

 İşte gecenin aşk yaşadığım bir diğer parçası! Bu nasıl güzel bir ayakkabıdııııııır kalp kalp!


Yine hamilelik sürecinde en sevdiğim şey dar ve sıcacık triko elbiseler giymek, ben genelde maksi olanları tercih ediyorum çünkü göbüş ön tarafı biraz yukarı çekiyor haliyle:) Ama bu elbisenin etek ucu pek hoşuma gitti:)  Sezonun renklerinden derin yeşilleri kırmızıya, devetüyüne, siyaha katmak iyi bir fikir!


23 haftaaa :))


 Bu çantanın toka kısmını pek beğendim!


Heyhaaat eskiden sadece kendi için bir şeyler bakan Boom artık #babyboom 'a da bir şeyler bakmadan eve dönmüyor:)) Baby Gucci newborn setleri pek şık kutular ve çok zarif kartlar eşliğinde güzel birer hediye seçeneği:)


 Bu ayakkabıya bayıldımmmmm! Baby Gucci ayıcığı bize eşlik etti


Ben, oğluşumu büyük ihtimalle küçük bey şeklinde giydireceğim, o tarzı pek seviyorum. Mesela bu gömleğe sırf kol düğmesi için vuruldum:) Kol düğmesi o kadar minikti ki anlatamam:)


Veee kalbimi bıraktığım çantalar! Bu siyah olan benim için tasarlanmış sanki, kolda zarif, formu belli, 50lerden kopmuş gelmiş sankiiii


Ama arkadaşlarımın artık bana sürekli küçük kutu çantalarınla vedalaş uyarıları üzerine artık gözüm büyük çantalara da takılıyor. Salma Hayek'in pek sık kullandığı ve eyer ve koşumlardan esinlenerek tasarlanan bu iri ama yine formlu çantayı çok sevdim. Kırmızı da en az bunun kadar güzeldii 


Gucci'nin ikonik bambu saplı, dev püsküllü çantalarından yine minik bir taneyle flörtleştim:))

İşte en uzun gecede, dışarıda lapa lapa kar yağarken benim favorilerim bunlar olduu, sizinkiler hangisi?

BOOMSTYLE | Nanye Eledhwen Undomiél *

$
0
0

Bu sabah güneş hala göz kırparken yolumuzun üstünde mini bir çekim molası verdik:) Hobbit de gösterimdeyken pelerinimle bi Elf pozu vermesem olmayacaktı:) Bu yüzyıla uyarlamak adına saçlarımı floppy bir şapkayla süsledim, okumu da çantayla değiştirdim:p

Yazın fedora kışın ise floppy şapka, french bere ve kürklü kalpaklar kurtarıcılarım. Her ne kadar floppy şapka ile önünü görmek biraz zor olsa da kabul edelim pek havalı oluyorlar, ve yürüyüşe hop hop hop bir hareket katıyorlar.  Ben floppylerimi genelde düz renklerde seçip, onları bazen zincir ve kolye, bazen kurdeleler, bazen de broşlarla süslemeyi seviyorum. Bi' şapka postu mu yapmalı?


Ta taa anneciğimin diktiği bu pelerini çoook seviyoruum, iç tarafını daha önce Elle Style Awards'da giymiştim hatırlarsanız.


(*) Başlıkta Elf dilinde "Benim adım Elf pırıltısı Undomiel" diyor:) Bir zamanlar gençken ve ODTÜ Science Fiction Society ile FRPlerden FRPlere coşarken Elfçe öğrenmeyi kafaya koymuş, Sindarin ve Quenya dillerinde epey de yol kat etmiştim:)) 


Assos Diamond'ın bu kolyesi hakikaten de pek anlamlı, pek güzel bir hamileye hediye seçeneği. Göbeciğinde pırlanta taşıyorsun demenin en zarif yolu!

 
 

Batik ile gerçekleştirdiğimiz iki DIY etkinliğinden 2.sinde kendime böyle bir triko yaptım, tek kol boyunca altın bir şerit uzuyor. vaktim de bu kadarına yetti zaten, maalesef Boom, Boomerlar kadar maharetli değil:))

 Gülümseyiiin ♥  

Neler giymişiim? 
ZARA Şapka/Hat ;  BATİK Kazak/Turtleneck Sweater; TOPSHOP Tayt/Leggings ; MOSCHINO Eldiven/Gloves; ASSOS Kolye/Necklace; COS Botlar/Booties; NINE WEST Çanta/Bag;
ANNEMİN DİKTİĞİ Pelerin /Cape Made by Mummy


Since the sun is stiil smiling upun us, we stopped by for a shoot on our way to work today. Since Hobbit is across theaters, it's again Elven time, so why not getting stylish with a cape and a floppy hat:)

KEYİF | Merhaba 2013 Bize Gelsene:)

$
0
0

2012'nin son günlerine girdik. Bazen bu yeni yıl telaşı, bu heyecan kimimize çok klişe geliyor biliyorum, ama olsun belki de klişeydi, ne farkediyordu, bunca yıl yeni yıl oldu da ne oldu demeden boşverip, her yerdeki, herkesteki heyecana ortak olmak, akışa bırakmak en güzeli. Sonuçta umut ve merak ve dilekler olmadan bir sonraki günün bile ne anlamı olurdu ki:) 

Bu postda biz de kırmızı, yeşil ve beyaz olalım; dilekler dileyelim; yılbaşı gecesi kar yağsın, en eşşiz kar tanesi bizim dilimizin ucunda erisin, patlayana kadar yiyip içelim ve o gece için eçtiğimiz elbisenin darlığına okkalı bi küfredelim ya da pijamamızla sıcacık bir evde kaygısızca uzanabildiğimize sevinelim, şarkı söyleyelim, saatler geceyarısını vurduğunda en çok kendimizi sevelim.

Bu postun altı umarım dileklerle dolsun, seneye yıl sonunda dönüp yeniden okuyalım, umarım hepsi gerçek olmuş olsun:)  

 Şeker gibi tatlı

Kışı çabuk biten yazı hemen gelen

Tadı, tuzu, kreması yerinde

Hem manen hem madden bereketli


  Sevdiklerimizle dolu dolu

Ve #babyboom 'un adının sağlık, mutluluk ve güzel dileklerle konduğu


şahaaaane bir yıl diliyorum:)

Bu yıl da Styleboom'u okuduğunuz, takip ettiğiniz, ilham verdiğiniz, paylaştığınız, hiç yalnız bırakmadığınız ve ennnn önemlisi hayatımda bir ilki yaşadığım şu son dönemde inanılmaz enerji verdiğiniz  için çok çok çook teşekkür ediyorum. 

Her ne kadar 2012'ye  o kadar bayılmasam da işte son çeyreğinde bana beni de sev dedi:)

2012yi sevmeyenler elime mum diksin, 2012 hiç bitmese diyenler daha güzel bir 2013 dilesin ♥

BACKSTAGE | 2012'de Styleboom'un Kamera Arkası:)

$
0
0

Her yılın sonunda Styleboom'un kamera arkasına da geçiyoruz ya, hadi bu yılı da böyle tamamlayalım. Yeni yılda, Styleboom'un 5. yaşında bol çekimli, keyifli, bi dolu etkinlikli postlarla geçsin umarım. İşte ben ve benim biricik arkadaşlarımla büyüyen Styleboom'un sahne arkasından kareler:)

En güzel dekorumuz yine hep İstanbul oldu, kargalardan önce sokaklara döküldük bazen akşama kadar çalıştık. Sokakta çekimin zorlukları tabii başka:) Ama kalabalığa karışmayı, gönülleri hoş tutmayı, keyifle çalışmayı ihmal etmediik :)


Her ara sokak bir sahne, her duvar bir fon! 

Bazen tek bir kare için doğru ışık, doğru gölge bulana kadar taşındık durduk.


Toplam 2 dakikaya sığdırabileceğimiz videolar için kocaman kocaman saatler çektik. Çok da güldük, çook da eğlendik.


Yerlerde de süründük:)

En küçük detayları bile not ettik, atlamadık, süsledik, süslendik:)


Güzel arkadaşlar ile güzel çekimler yaptık


Bazı günlerin sabahı sete girip ertesi sabah ancak çıkabildik! Ama sağında solunda arkadaşlar olduğundan yine de devrilmedik:)


İş bitmeden bi lokma yemedik:p


Görüntüye ses olduk, iç seslere selam durduk:)

Bu yılın sonunda daa her mesajın ucunda, her mailin sonunda hemencecik koşup gelen biriciklerime;

şahane fotoğrafları ve arkadaşlığı için Zeynep Güçlüten'e
karman çorman sahnelerde bile güzel kareleriyle Özberk Baz'a
video editoryallerinde yine şahaneler yaratan Emircan Soksan'a
videolarım için koşup gelen Özgür Turhan ve Uğur Oktorvacı'ya
içi ayrı dışı ayrı güzel bebeğimiz Deniz Eslek'e
makyajlar için kimi zaman Uğur Kıral, kimi zaman MAC ekibine
kocamaaan kocaman teşekkürler ediyoruum, kalpler gönderiyorum

OCAK | Doğumgünü Ayı ♥

$
0
0
Umarım herkes kendine cici cici 2013 ajandaları ve takvimleri edindi!
İlk ayı doldurmaya başlayalım mıı?
Benim takvim bu ay "Nereye gidersen git yanında kahkaha götür"  diyor:)
Peki ♥ 

Hope everyone has already grab cutie 2013 calendars and organizers! Let's fulfill the first month!
My calendar says "Carry laughter with you wherever you go!" Deal ♥

BOOMSTYLE | Güneşinizin Ayarları İle Oynamayınız

$
0
0
Fotoğraf:Özberk Baz

Güneşin insan psikolojisi üzerine etkileri hakkında eminim bir dolu bilimsel ispat vardır; herşeyi sekse bağlayan Freud bile güneşe hakkını teslim etmiştir bence kimi zaman:)) [Yazar burada dalga geçmektedir, Freudyen uzmanlar ciddiye alınmasındır:p] Dün tam da böyle psikolojilerimizi yeni yılda pozitif ayarlara getirmek üzere görev başındaydı güneş, soğuk bile değildi! Acaba Barış Manço'nun doğumgünü olduğundan mı bunca parlamıştı?

Üsteliik şen ola Boomerlar şen ola, bakınız düz botlarla karşınızdayım:)) Madem düz olacak bari göz alıcı olsun hissiyatımı vurgulamak için neon pembeden yardım istedim. Geçen sezon aslında pek de tarzım olmamasına rağmen hem devetüyü hem oversize trendini bir arada sunan bu paltoyu aldığıma ise o kadar memnunum kiiiiii! Bu sezon bizzat kendimin oversize'a dönüşeceğim içime mi doğmuş nedir:p
 
 
 

FABRIKA Palto/Coat ; YARGICI Elbise/Dress ; MANGO Şal/Scarf (hepsi eski sezon/all last season)
DIESEL Botlar/Wellies ; 
KISMET by MILKA Altın Bilezik/Gold Cuff ; 
PELİN GİYDİREN Deri Bileklik/Leather Studded Bracelet ; BATYA KEBUDİ Neon Bilezik/Bracelet

I'm sure there are millions of proofs about the affects of sun on human psychology :) Even Freud should have a bınch of quotes about it:p Yesterday was such a day, a bright sun in the sky adjusting us for a positive new year:) And oh la laaa here I am with a pair of "flat" boots, still catcy with their high neon pink color. This camel oversize coat is from last season and works great for me and my pumpkin belly!


BİR İNDİRİM HİKAYESİ | Hazırsanız Yeni Sezonu Bi' Çalışalımm!

$
0
0

Herkese iyi haftasonlarııı!
Her indirim sezonunda olduğu gibi yine Ağustos Böceği ile Karınca hikayemi hatırlatmak isterim! İndirimlerde sadece saz çalıp şarkı söyleyip kışlıklara yatırım yapan Ağustos Böceği ilkbahar gelip havalar güzelleşince gardrobun başına geçer ve bir bakar ki full demode olmuş, giyecek hiç bir şeyi yok, "bunlarla dışarı çıksam tüm böcek alemi beni tefe koyar, yüzüme bile bakmaz" diye eve kapanır. Oysa karınca öyle mi ya, indirimlerde uyanıklık edip İlkbahar/Yaz 2013 trendlere Styleboom'dan çalışıp sonbahar/kışı da ucundan kıyısından kotarmış olan karınca, yeniden bir bir açılmaya başlayan yazlık mekanların davetlerine ince belini kıra kıra en trendy haliyle gitmektedir:) 

O zaman haftasonu indirim turuna çıkacaklar hadi listemizi yapalım:)
60'LAR: Hala trend, hem kışı  kurtaracak hem yazın giyilebilecek parçalar indirimde bol bol mevcut.

BERMUDA: Acı ama gerçek, bermudalar tak tak kapıyı çalıyor. İndirimde bulmanız biraz zor ama aklınızda bulunsun.

NOSTALJİK 90'LAR:İndirim reyonlarında dolaşırken aklınızda George Micheal'dan Faith olsun, 90'ların özellikle tshirt, sweatshirt, bol zincir ve metal aksamı yine çok moda olacak.

BOMBER CEKET: İndirimde bir bomber deri ceket bulursanız size takdirlerimi sunarım, nerden buldunuz onu da sorarım! Bu baharın olayı bu, kesinlikle bu!

BEYZBOL ŞAPKA: Bu yaz beyzbol şapkaları neredeyse fedoraları sollayacak. İster gayet klasik olanlarından ister tasarımcıların yeni yorumlarından olsun.

BUKLE: Bukle tüvit artık sadece Chanel'in hakimiyetinde değil. Tam da indirimde bulunup yatırım yapılacak cinsten. Ceket olur, etek olur, takım olur. Hangisi olursa olsun sepete atıverin:)


PORTFÖY CLUTCH: Clutchlar yeni sezonda artık mini mini kutucuklar şeklinde değil, yassı ve şık portföylerin minimize hali gibiler. Görür duyarsanız bana da beklerim.

KEMERLİ ÇİÇEKLİ ELBİSELER: Yeni sezonda gardrobunuzda kesin kesin kesin bulunması gerek! İster volanlı, tiril tiril; iser kalem etekli, beli kendinden kemerli çiçekli elbiseler çok gözde. Gözünüzü açın, kışın da pek çok markada vardı!

FLORASAN: Bu sezon renk konusunda pek çeşitliyiz. Hemen her rengin florasan tonları da pastel tonları da çok moda olacak. Kış neonlarından yaza uyarlanacak parçalar görürseniz kaçırmayın:)

GÖBEKTE PENCERE: Geçen yazın göbeği açıkta bırakan yarım üstleri bu sene biraz daha yumuşayarak göbekte pencere trendine indi. Bu sezon göreceğimiz kadar pencereyi ancak bir plazada görebilirsiniz:))

GRAFİK: Grafik desen dijital baskı devrimiyle yine en şen sezonlarından birini yaşayacak. İndirimde bol bol parça bulabileceğiniz pek hoş bir trend!

KAYIK YAKA: Bu sezon yaka bisiklet yaka ve kayık yaka arasında gidip gelecek, ama kayık yaka daha baskın gibi:)

LÜKS BİLEZİKLER: #armparty bitti bitiyor hanımlar, çok seviyoruz evet ama yeni sezonun gözdesi kışın iri taşlı kolyelerinin artık bileklerde vücud bulmuş halii:) Bileklerinizi elmasımsı, zümrütümsü, yakutumsu şahaneler için güçlendirin.

KALEM ETEK: Sonnnn derece moda olmaya devam edecek, indirimde de bol bol ve kolayca bulabileceğiniz bir trend:)

JANJAN: Metalik demeye gönlüm el vermedi, çünkü yaz sezonunda öyle altın, gümüş, bronz değil; hemen her rengin metal ışıltısına bürünmüş, yanarlı dönerli, janjanlı hali çok moda. Dökümlü metalik ve hatta ışıkla oynaşan bu tür bir şeyler bulursanız kaçırmayın, gerekirse catfight yapın:p

ÇİZGİLER: Çizginin modası ne zaman geçti ki? Tamam öyle ama hiç bu sezon gibi olmadı. Puantiye, kazayağı, pötikare hepsi tarih oldu; en neşeli, renkli, dinamik, enine, boyuna çizgiler bu yaz bizi sarmalayacak.

TRANSPARAN GÖMLEK: Cool ve modern kesimli gömleklerin transparan versiyonları, erkek yaka, göğüste cep ve maskülen formluları çooook moda. Evet yine!

SİYAH-BEYAZ: Yeni sezonun biricik kombosu.

SPORTY CHIC: Wang olduğu sürece bu trend bitmez, o yüzden iyisi mi bir sezon olsun bir Wang'e yatırım yapmanız akıllıca olabilir:)

İKİNCİ DERİ: Derinin artık kışlık olmadığı hepimizin malumu, ikinci bir deri gibi incecik deriler bu sezon girly modellerde bile kullanılacak. İndirimde yakalanabilecek trendlerden biri daha:)

VIXEN:İster çizgi romanı, ister rock grubu olsun; siyah-beyaz ve pudra tonlarda şifonların bantlarla, askılarla ve derilerle bir araya geldiği ultra sexy bir trend bu yaz gecelerinin gözdesi olacak!

SU: Sudan ilham almış desenler bu sezonun gözdesi, suyun yansıması, su damlaları, dalgalar ve tabii mavinin binbir tonu. Şu an bulmak/edinmek biraz ütopik kabul:)

BEMBEYAZ: Sezonun en gözde trendlerinden biri tamamen, baştan ayağa beyaz giymek olacak. Üstelik all white trendi, pencereler ve kesiklerle geliyor. Doğru tonlarda beyazlara indirimde de yatırım yapabilirsiniz çünkü yaşasın ki bu kış da çok modaydı.

RINGPARTY: armparty yerini ringparty'ye bırakacak. Yüzükleri bol ve üst üste takmak pek moda olacak, aksesuar indirimlerinden bu anlamda bool bol faydalanın, ama ikinci indirim dalgasını bekleyin derim:)

PLATFORMA HAYIR: Ah ayakkabıların platformlardan kurtulmasına sevineceğim aklıma gelmezdi, ama bu yaz benim de elde bebek platforma veda edeceğim malum olduğundan çok mesudum çok! Bu yaz da platformsuz ayakkabılar çok moda, indirimde bunu gözden kaçırmayın ve platformsuz, feminen, varsa mary jane modellere yatırım yapın:)

DİKKAT DİKKAT: Her zaman söylüyorum; ilk değil ama ikinci indirim dalgasında kesinlikle depolanması gerekenler KEMER; ŞAPKA; ELDİVEN, CLUTCH!!! Bunlar önemli aksesuarlar:)

RENKLER: Renklere de hızla göz gezdirelim:) Renk anlamında yeni sezon çok cömert, hepimize göresi var. Öne çıkan renkler özellikle şeftali, sarı ve yeşilin tonları,  mavi gölgeler ve elbette beyaz!


Her bir trendi ilerleyen zamanlarda nedir, neyle giyilir, nasıl kombinlenir inceleyeceğiz ama zaten önümüzde bizi bekleyen bir kara kış, kar alarmı ve soğuk günler var. Şimdilik yatırımlarımızı yapıp, yazın nasıl keyfini süreceğimizin hayalini kuralım lal laaaa!

BOOMSTYLE | Principessa

$
0
0

Aslında bu kostümün postu çook çok önce yapılmalıydı, ama bir türlü fırsat olmadı:) Instagram'dan takip edenler belki hatırlar, Borusan Dolmabahçe Hot Spot sahnesinde "Hikayem Paramparça" isimli dinletinin galasında bunu giymiştim. Eh bahaneyle hiç işim gücüm yokken kalkıp yine süslendim fena mı:p Tüm bir Cumartesi gününü evde aynı kanepenin üzerinde film, kitap ve miskinlikle geçirdikten sonra Pazar biraz insana benzemek de iyi geldi.
Başlığın sebebi bu şaç süsü:) Çünkü bazen beni özgür bir hippi, mesela burada ise tam bir prenses gibi hissettiriyor:) Başlık bundan sebep!
Doktor çantaları oldum olası seviyorum:)
25. haftaya girmeme az kaldııı
POLO GARAGE Elbise//Dress; FABRIKA Palto//Coat; TORY BURCH Botlar//Boots;
 ALDO Çanta//Bag; STYLEBOOM for NILI Saç Zinciri//Hair Chain; NILI SILVER Kolyeler//Necklaces
Rıza Kocaoğlu'nun sesinden "Hikayem Paramparça" dinletisinin postunu zamanında yapıp sizi haberdar edememiştim ama eğer Emrah Serbes'in aynı adlı kitabını hala okumadıysanız, hadi artık alın okuyun derim. Kelimelerin içinde kaybolmak, kendi kendine yakınlaşmak, hüzünlenmek, gülmek ve sarsılmak için.
Dönem bitti. Bugün ben öğrencilerime bir final sınavı yapıyorum, ama işte öyle bir kaç sınav oldu ki hepimiz kaldık. Kitaptan bir sayfa...

After a lazy Saturday, finally I pull myself together the next day and wear nice clothes and a make up just for self spoiling;) Sometimes it is better to do such treats without a reason at all! This post is from a sunny but cold Sunday, and I just feel like a princess.

BABYBOOM | Anael'de Hamilelikte Tomatis Yöntemi

$
0
0

2 günlük bir aradan sonra yine blogdayım:) #babyboom baktı ki bu annenin oturmaya hiç niyeti yok, ben şunu bi iki seksen yatırayım dedi, o yüzden biraz dinlendik:p Merak etmeyin, endişeye mahal yok.

Bu postda size inanılmaz güzel bir deneyimimi anlatacağım, daha doğrusu anlatmaya çalışacağım, çünkü herşey o kadar içsel gelişiyor ki bazen bir kelime bulmak zorlaşıyor. Beni Twitter'dan takip edenler arada bir ANAEL'den yaptığım check-in ve twitleri görmüşlerdir. ANAEL Aile Merkezi anne ve bebeğin özellikle ruhu  için gerekenleri sağlayan, benzerlerine de ancak Avrupa'da rastlanabilecek bir merkez. Mutlaka tıklayın ve hizmetlerini inceleyin derim. Ben burada Tomatis seanslarına katıldım. Harika bir şey yaptım: belki eskiden çok iyi duyuyor ama dinlemiyordum, şimdi çok da iyi dinliyorum. Kimi mi? Kendimi! Bebeğimi!
Anael fuşyası  ♥

Hemen herkes eminim müziğin, özellikle klasik müziğin, özellikle Mozart'ın hamilelikte ne kadar faydası olduğunu duymuştur. Hatta Youtube, anne klasik müzik dinlerken bebeklerin göbecikte şen şakrak takılışını gösteren videolarla dolu. Tomatis metodu da müziğin, aslında daha doğrusu frekansların kullanıldığı bir yöntem kaba tabiriyle. Ben Aralık ayında başladım ve aralıksız her gün 1.5 saatlik seanslara girdim.
Huzur

Peki ben bunu niye yaptım? Öncelikle kendimi tanıyorum:  fazla hareketli, çokça zıplamalı, çabuk stres yapan, gürültülü gürültülü konuşan ve haddinden fazla "multitask" bir insan olduğum için, beni bana bırakırsan rahatlamak/dinlenmek zor biliyordum.  Biri bana otur aşağı demedikçe kendime iş yaratacağım aşikardı. Üstelik biraz endişeliydim, anne olmayı ben becerebilecek miydim, 34 seneden sonra bu nasıl olacaktı, daha mı güzel olacaktı, şaftım mı kayacaktı?:)   Sanırım insan en hazırım dediğinde bile çocuk için yeterince hazır olamıyor, ufacık bir şeyden bir endişe buluyor. Sonunda araştırırken araştırırken bana en yakın metodu buldum: müziğin gücünü! 

Duyuyor musun? Dinliyor musun? 
1. Tomatis Seansı öncesi hem ortakulak hem içkulak frekans testi

Frekansla dengeleme metodunu duyma, konuşma, beden ve psikoloji arasındaki karşılıklı etkileşimi fark eden Fransız Dr. Alfred Tomatis bulmuş.  Gerçekten de öyle değil mi, yumuşak sesler ve güzel müzikler bizi rahatlatırken bir matkap sesi nasıl da gerer ve sinirlendirir.

Hep bakıyoruz karnımızdaki bebek ilk ne zaman hareket edecek, ilk ne zaman duyacak vs. Peki işte ilk duyduğunda güzel bir şeyler duysa bizden! Annesinin sesi bebeğin dış dünyaya ilk kapısıymış. O yüzden de anne sesinin melodisi ve ritmi onun için bir "ilk". Mutlu, rahat pozitif bir ses, fetusun dinleme isteğini artırmış.  

İlk testimdeyim:)

Şimdi gelelim bana: Tomatis seansları her gün olmak üzere aralıksız yapılıyor. Her gün 1.5 saat. Olaya başlamadan, yukarıdaki gibi değişik kulaklıklarla size bir test yapıyorlar. Bu çok ilginç, çünkü burada tepki verdiğiniz frekanslara bakarak İris Hanım resmen içinizi okuyor:) Bu test duyma kabiliyeti, dinleme kabiliyeti, fiziksel kondüsyon, ruhsal kondüsyon, yetenekler, ve sağ sol beyin arasındaki etkileşim  hakkında bilgi veriyor. Örneğin, 125-1.000 hz arasında orta-iç kulak arasındaki iletişim  uyku kalitesi hakkında, denge sistemi hakkında hatta kas tonu (gergin mi- relax mı) hakkında bile bilgi veriyor. Ben bu testin sonunda omuzlarımı ne kadar kastığımdan, uykumla ilgili şeylere kadar pek çok şeyin farkına vardım ve düzeltmeye çalıştım.

Matematik  yanım işin bu kısmını anlamak için çok uğraşmadı değil:)

Bu analiz sürecinin içinde aynı zamanda beynimin hangi tarafını daha baskın kullandığım, hangi kulağımın dominant olduğu belirlendi. Hangi kulak dominant ise o kulakla sesimizi kontrol ediyormuşuz. Bu testten sonra uzmanımla konuştuk ve bana 10 günlük bir dinleme programı uygulandı. 


Hamileliğin 5. ayı itibariyle kulak oluşumu tamamlanıyormuş ve beyin gelişimini desteklemek gibi çok önemli bir rolü üstleniyormuş. Annenin sesi yumuşak, rahat ve ahenkli olduğunda fetüs akustik sinyalleri severek ona yöneliyormuş ve bu yöneliş dinlemeye teşvik ediyormuş. Fetus, anne sesinin melodisi, ritmi ve frekansından annenin ruhsal durumunu algılayarak, anne ile iletişime geçip geçmeme kararı veriyormuş. #babyboom ilk hareketini benim bir dinleme seansımda yaptı, o kadar heyecanlandım ki! 21. haftaydı ve hala hareket etmemişti hiç:)
Seanslarda özel bir kulaklık takıyorsunuz, hem kulaklara hem de omurilikten aktarım olsun diye tam kafatasının tepesindeki bir noktaya yerleşiyor cihaz.

Dinleme seansında kullanılan kulaklık sayesinde göbecikteki bebek de kafatasının üst kısmından omurgaya, oradan da leğen kemiğine uzanan kemik iletimi sayesinde duyuyor ve rahatlıyor. 

Bu seanslarda başta zorlandım, çünkü insan ne yapacağını bilmiyor, sadece sana ait dinlenmek zorunda olduğun, uzandığın, rahatladığın kocaman dakikalar. Kulağında alçalıp yükselen frekanslarda melodiler. Kafanın içini boşaltmak kolay olmuyor, çıkınca şunu yaparım, bloga şunu hazırlarım, ödev okurum, akşam ne yesek benim başlangıç böyle geçti. Ama sonra 3., 4. seansla birlikte iç sesinle baş başa kalmayı öğreniyorsun, duyduklarından bazen eskiye dönüp bazı şeyleri çözüyorsun, hatta bir şeyler yazmak, bebeğe konuşmadan bir şeyler anlatmak istiyorsun. İnanılmaz bir rahatlama, huzura erme ve rahatlamayı öğrenme hali.


Bir kaç seansda bir ilk test yeniden tekrarlanarak bu tür tablolar oluşturuluyor, anksiyetenin kaybı, ne kadar rahatladığın, bebeğe ve kendine olan konsantrasyonun ne kadar arttığı vs. ortaya çıkıyor.

İşte burası da benim "dinle(n)me" köşem:)
Sanırım anlatacaklarım için bulabileceğim kelimeler bu kadar, fiziken sağlıklı bir hamilelik geçiriyorum (maşallah:))  ama psikolojik olarak da huzurlu ve sakin bir hamileliğin doğuma kadar, dahası doğumdan sonra hem benim hem bebeğim için çok önemli olduğunu hep hissettim, o yüzden de bu benim kendime verdiğim güzel bir ödül oldu. Umarım size de faydası olur. Bu tür şeyler ihtiyaç değil lüks gibi düşünülüyor ama hayır ihtiyaç ve evet aynı zamanda lüks ama madden değil manen lüks.

Mesela şu olaya kadar ben ömrümde hiç plan yapmadan, ötesini düşünmeden, kalkıp kıpırdanmadan, bir şeyleri yetiştirmeye çalışmadan günde aralıksız 1.5 saat geçirmemiştim. Bunu yapabildim! Ne güzelmiş:)

O zaman hiçbirimize nazarlar değmesin sevgili Boomerlar:)Tu tu tuuuu:p

ANAEL'e bu şahane sürecin yanısıra, bilgiler ve foto çekmeme izin verdikleri için ayrıca çok teşekkürler.

RED CARPET | 2013 Altın Küre Ödülleri

$
0
0

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Altın Küre kırmızı halısını sizlerle Twitter başında canlı canlı geçirmek isterdim ama 3babyboom 'un uykusundan fedakarlık edemedim:) Yine dee sizler işinizin, bilgisayarınızın, sanah kahvenizin başına geçmeden postumu hazırlamaya calıştım:) 

Bu yıl Altın Küre'de hep olmuş ama eksik hissi yaşadım kostümlerde, kare asımın bile yüzde yüz arkasında duramam:) Yine de ödül sezonu açıldığı için heyecanlıyım. Kırmızı halıda siyah açık ara öndeydi onu kırmızı/oranj tonlar ve beyaz takip ediyordu. Gelecek yaz için gece giyiminde bol dekolte, pencere var diyebiliriz. Benim kare asım:
1) Jessica Alba-OSCAR DE LA RENTA
2) Emily Blunt-MICHEAL KORS
3) Michelle Dockery-ALEXANDRE VAUTHIER
4) Taylor Swift-DONNA KARAN ATELIER

Jennifer Garner, ki çoğunlukla bıkkın yüz ifadesinden sebep pek sempatim yoktur,  bordoya kaçan kırmızı VIVIENNE WESTWOOD'u ile çok şık. Elbisenin dozunda ışıltısını, kumaşının dokusunu ve göğüsteki Westwood imzalı drapesini pek sevdim.

Emily Blunt'ın kırmızı halıda hayalkırıklığı yarattığı görülmüş mü? Elbette hayıııır. Bu defa da hardal sarısı dantel ve gold zımbalarla işli, önümmüzdeki yazın trendlerinden belde pencereli bir MICHEAL KORS ile çok hoş. Bu kadının işi bildiğini sadece çok zıt rendkteki küpelerinden bile anlayabiliriz.


Naomi Watts şarap rengi ZAC POSEN'i ile çok hoş. Elbisenin özellikle arkası şahane. Önde boyundan ve güğüs üstünden gelen kadife şetirlerin arkada derin bir sırt dekoltesinde kavuşup uzun bir kuyruğa dönüşmesini sevdim. Fakat bir fitting problemi de yok değil, bu maalesef görünümü bozmuş.

Sanırım gecenin en şıklarından biri Jessica Rabbit seksiliğindeki Jessica Alba! Tafta OSCAR DE LA RENTA elbisenin şeftali tonu kendisine nasıl da yakışmış! Aynı tonlardaki ruju ve kahve göz makyajı, o enfes gerdanlığı, vaglı saçları ile eski Hollywood ilahelerinden biri gibi. Clutch ise onu bu yüzyıla taşıyan enfes bir detay! Bu yaz şeftali tonlar çok moda, unutmayın:) Nişan, düğün ve balolar için aklınızda bulunsun.

Zoey Deschanel, beklediğimiz gibi. Bu defa kırmızı tafta bir OSCAR DE LA RENTA içinde, elbisesini incilerle tamamlamış. Her zamanki gibi tatlı, her zamanki gibi güzel:)

Jennifer Lawrence, iki DIOR elbise arasında kaldım diye twitlemişti. Seçimi benim hoşuma gitti. Hem renk hem model çok güzel, metalik kemer şahane!


Emmy'nin yıldızı Claire Danes genelde ya Calvin Klein ya J.Mendel'den minimalist ama bir o kara modern seçimler yaprdı, bu defa ise VERSACE seçmiş ve o son derece abartılı evden bile yalın bir şeyler bulabilmiş! Ateş kırmızısı elbisesi ile  çok şık!

Marion Cotillard elbette DIOR içinde. Renk, model, o kemer, beldeki asimetri hepsi çok güzel ama etek boyu ile kırmızı halıda değil akabindeki kokteylde gibi duruyor. Clutchı ile de bu fikrimi kabulleniyor.
Beni Twitter'dan takip edenler nasıl bir Downton Abbey fanatiği olduğumu biliyor. O yüzden şu an ayrı bir mesudum, zira Lady Mary yani Michelle Dockery belki de ilk kez şık! Bazen Tanrım diziden bir kostüm giyse yine de olurdu diye beni çıldırtan Dockery,  benim için gecenin en şıklarından biri. Keskin omuzları ve hakim yakası ile barok işleme gold büst, beyaz akıcı bir şekilde devam ediyor. Evet bu elbisede bir McQueen havası seziyoruz, ama kendisi bir ALEXANDRE VAUTHIER. Sana sevgilerimi ve teşekkürlerimi iletiyorum Bay Vauthier, zoru başardın:)
Gecenin en wow'larından biri bence ALEXANDRE VAUTHIER elbise içindeki Heidi Klum. Renk, derin yırtmaç ve Vauthier'nin imzası bir iddialı omuz ile daha önce benzerlerini pek çok kez gördüğümüz bir elbisenin yine de ne kadar nefes kesici görünebileceğinin kanıtı gibi.

Sefiller'deki rolünden beter sefil olan Anne Hathaway'ın zayıflığına artık bir dur demesi lazım! Zaten kocaman gözler, dudaklar ve gülümsemesi ile ünlü Hathaway, yakında sadece o yüzden ibaret kalacak! Gelelim elbisesine, seçimi taa 2009'dan beyaz bir CHANEL COUTURE. Kolundaki zarif bilezikler dışında elbiseyi tammalayan tel şey koyu kısa saçları ve belirginleştirilmiş gözleri. Pek şık ama göz alıcı değil:)


"ve Tanrı kadını yarattı..." dedirtmeye bayılan Jennifer Lopez, ırmızı halıda sıkça tercih ettiği ZUHAIR MURAD ile yine sexy back yapmış:) Maalesef bu elbise podyumda çok çok daha enfes durmakta idi. Yuvarlak omuzların daha yuvarlak, kolların daha tombulca göründüğü bu kostümle J-Lo'nun maalesef bu defa o şahane poposu bile gölgede kalmış:p Yalnız bir kadının makyajı her zaman mı enfes olur!

Lea Michelle, bu defa biraz daha sakin görünüyor, gerçi canlı canlı izlemedim ama:) Muazzam dantel ve kristal kombinasyonundan anlaşılacağı üzere seçimi bembeyaz bir ELIE SAAB. Gayet şık, ne eksik ne fazla:)

Julianne Hough'a bu ne yahu demek istiyorum. MONIQUE L'HUILLIER içinde bence oldukça komik, herşey çok fazla; altın işler, kat kat şifonlar, dolu dolu parçalar, kontrast renkte bir clutch. Göz yorgunluğu! Müsamere kılığı.

Ta taa karşınızda bir ilk: kırmızı halıdaki ilek SAINT LAURENT! Eskiden YSL olan ama artık Saint Laurent'e dönüşen ve bu dönüşümü de kırmızı halıya Rosie ile yollayan eve şapka çıkarıyorum. Elbiseye ışıltı veren o enfes şifon kocaman yaka fiyongu, deri kemeri ve derin yırtmacı ile tam bir Slimane eseri. Çok ama çok beğendim.

Kate Hudson, çok güzel pek güzel bir ALEXANDER MCQUEEN içinde! Bir kemer hastası olan ben maalesef beldeki kemeri ve detayı sevmedim. Keşke sadece boynundan güğsüne süzülen gold detay olsaymış o kadar! Yine de elbise siyah-gold kombinasyonu, şekilli omuzları, derin dekoltesi, şahane yakası ve kusursuz kesimiyle on numara beş yıldız:) Elbisenin belden aşağısı Kate Hudson gibi bir zayıf kadın için bile sanki üst kısma oranla biraz sıkmış gibi görünüyor o kadar.

 Eva Longorio da kırmızı halının en çok tercih edilen rengi siyahı seçmiş. PUCCI elbisesi derin göğüs, sırt ve bacak dekoltesi ile çok seksi. Siyah bu kadına yakışıyor.


Tom Ford'un Julianne Moore'u zaman zaman düştüğü bataktan çıkarması çok iyi oluyor:) Bu defa siyah-beyaz elbisesiyle aynı şeyi yapmış. TOM FORD elbisenin sırt detayı çok güzel, beldeki ilüzyon ile çokgörevini şahane yapıyor. Bravoo diyorum:)

Bir diğer siyah elbisede sezonun en hit trendlerinden kadifeyi görüyoruz! Stacy Keibler, ARMANI PRIVE elbisesi ile son derece çabasız ve şık bence.

 Bakıyorum bakıyorum, yeniden bakıyorum, gözlerime inanmıyorum! Salma Hayek elindeki kaynaklarla sonunda  muhteşem olmuş. GUCCI PREMIERE elbise o göğüslere sonunda bir yer bulabilmesi, rengi, ışıltısı, belde drapeden oluşan o muazzam fiyongu ile nasıl da cuk oturmuş Hayek'e. Sonunda! Bence gecenin en güzel elbiselerinden biri, ve doğru renk, kesim, model ile bir dolu kusur nasıl örtülürün kanıtı. Saçlar da daha güzel olsaymış keşkee.

İnanmayacaksınız amaa Sofia Vergara denizkızı modeli bir elbise seçmemiş! Öpücük yakası ve pilise eteği ile tamamen payet işlemeli elbise bir MICHEAL CINCO tasarımı imiş. Kalça kısmında denizkızı alışkanlığından olsa gerek aşırı bir darlık söz konusu, ki bu model için pek doğru olmamış ama genel olarak gayet güzel. Bu kadın da seksilikten yıkılan latinolardan, hepimizi ham yapar hanımlar, öyle de bir şey yani:)

Nicole Kidman her zaman bir heykelden farksız görünmeyi sevmiştir, bu defa da siyah ALEXANDER McQUEEN seçimi ile bunu başarmış. Elbisenin yakasındaki numarayı hiç sevmedim, oysa bir kafesi andıran korsesi pek güzel, pek ilginç, pek McQueen. Elbise hem güzel ama hem de sanki bir şeyler fazla. Söyleyemedim:)  Nicole Kidman'ı acayip orantısız, kollarını sınradan takmış, zaten uzun bacaklarını da daha da uzatmış halde göstermiş. I-ıh.

 Kazanacağını hepimizin bildiği ama kazandığı için kendisi şaşkınlıktan bir hal olan Adele, doğum sonrası ilk kez kameralar karşısındaydı:) Siyah BURBERRY elbisesi beli toplayan drapesi ve yakasındaki boncuk+payet karışımı detay ile gayet şık, ölçülü, hoş ve gayet Adele:) Makyaj da şahane!

Deli bir Tina Fey hayranı olarak,  şu an tek sabırsızlandığım kendisinin sunduğu ödül törenini yeniden izleyebilmek:) Çok komik ve çok zeki bir kadın bu kadın, acaba hostluğu nasıldı? Elbisesi bir L'WREN SCOTT. Etek boyu dışında gayet başarılı bir seçim. Yakası, kesimi, siyah dantelle beyaz kumaşın birlikteliği, dantelin deseninin klasik güpürlerden değil de böyle farklı olması hepsi çook hoşuma gitti:)

Olivia Munn, ne kadar yorgun görünüyoor! Rolüne kaptırmış da  ya haber odasında ya akademide sabahlamış gibi. Maalesef GIORGIO ARMANI seçimi de çok başarısız. Beldeki o pot, sigaret kesimin zorlayışı, o koca portföy olmamış olmamış olmamış. Gerdanlığı ise zaten kendi cumhuriyetini ilan etmiş, kostümle hiç bir uyumu yok.

Bir gün olsun LOUIS VUITTON'un kırmızı halıda güzel gösterebildiği bir isme denk gelmedim sanırım! Hatta Rachel Weisz gibi olağanüstü güzel bir kadını bile böyle göstermek büyük başarı olsa gerek! Artık olgunluk dönemindeki Weisz'a bu göbeğinde fiyonk, şifonunda puantiye, etek boyu absürd bir kostümle geleceğine bir jean çekse daha iyidi. Ha bu elbiseyi mesela o kısa etek değil de bodysuitle düşünüyorum, evvet o zaman olabilirdi. Alt şifon parça olmasa yine şahane bir "tea party" elbisesi olarak idare edebilirdi ama maalesef. Elbisenin yalnızca belden üstünün oluru var.

 Katherine McPhee THEYSKENS elbisesine bayıldım! Kumaşın dokusu, iki iri askı gibi görünen gövde kısmı, McPhee'nin o dekoltenin hakkını vermesi , beldeki kalın bandı, hepsi pek hoşuma gitti.

Debra Messing, DONNA KARAN içinde bir facia. Bu fiziğe bu şekil hiç olur mu? Hem enine hem drape hem büzgü, yok yok.  Elbiseyle yeterince irileşmemiş ve aşırı dox olmamış gibi kolalrındakilerle de bunu 3e hatta 5e katlamış.

Kristen Wiig, MICHEAL KORS kostümü ile gelecek yazın trendlerinden birinin ilk temsilcilerinen olmuş: göbekte pencere! Elbisede başka da bir numara yok zaten, gold aksesuarlarla tamamlamak akıllıca olmuş.

Gecenin diğer sunucusu Amy Poehler, STELLA McCARTNEY smokin tercih etmiş. Bu smokini kombinlediği aksesuarları, hele ayakkabıları enfes. Yalnız kısa ve balıketli olduğu için pantolonu capri seçmekle hata yapmış.  Vee keşke kırmızı bir ruj tercih etseydi diye düşündüm.


Lucy Liu'nun elbisesi bana yıllar önce Sarah Jessica Parker'ın giydiği bir Westwood'u hatırlattı. CAROLINA HERRERA imzalı elbiseye ben bayıldım!! Objektif olamicim çünkü ben bu prenses hallerei bu incecik bellere ve böyle iddialı bri desen bayılmak zorundayım:) Üstelik elbise zaten çok iddialı ve kızımız çok petit olduğundan yan örgü  saç ile makyaj ile mini pırlanta küpeler harici sıfır mücevher ile de şahane olmuş! Sonuçta kırmızı halıdayız:)

 En sağlam adaylardan biri olan Jessica Chastain minte dönen CALVIN KLEIN kostümü ile sırttan hoş, ama önde göğüs dekoltesini ölçüleyen drapeler inanılmaz bol ve dökük. Dümdüz bir gövde bile daha başarılı olabilirdi. Yine de renk ile o şahane saçların uyumundan sebep affediyorum:p


Bu NAEM KHAN elbiseyi podyumda gördüğümde çok beğenmiştim, doğrusu birinin giydiğini görmek çook hoşuma gitti. Nicole Richie abuk makyajı hariç elbiseyi çok güzel taşımış.Favorilerimden!

Rosaria Dawson da mavi klanından. Elbiseye pek bayılmadım onu geçiyorum da Dawson'a ne olmuş böyle, seksapeli çok yüksek, estiren bir kadındı bir zamanlar:o

Petrol rengi asimetrik HALSTON elbisesi ile Julie Bowen. Elbisenin asimetrik drapeli omzu nasıl hoşsa, asimetrik eteğinin boyu ve ayakkabılar o kadar beter. Bilezikler ve küpeler ise çoooooooooooook güzel! Elbise bir de kaza geçirmiş sanki, tam ortada kocaman bir defo.
Kristen Bell, tipik bir JENNY PACKHAM ile karşımızda: şifon ve kristal birlikteliği, akıcı ve şık. Ortaçağ prenseslerinin gardrobundan çıkmış gelmiş gibi görünen bu elbiseyi ben çok çok çok beğendim. Göğüs kısmındaki işçilik, yine göğüs kısmındaki sık büzgünün roba itibariyle iyice açılarak dökülmesi pek hoşuma gitti. Takdir edersiniz ki doğru bebek beklerken de pek güzel pek rahat giyilecek çok şık bir model:p

Kerry Washington, MIU MIU içinde. Elbisesin kristal işlemelerini ve rengini sevdim ama vücuttaki ne oturmuş ne oturmamış görüntüsünü hele içindeki parçanın boyunu hiç sevmedim. Django Unchained yıldızı pek sönük kalmış.

Eskiden kırmızı halıda üçer beşer gördüğümüz MARCHESA son dönemde bir durgunluk yaşıyor. Altın Küre de kendilerini Amy Adams temsil etti.  Elbisenin üst kısmı eski iç çamaşırı korselere benziyor, bana bir kabarenin kulisini hatırlattı, pek sevdim. Eteğin kat kat tül hali de iç çamaşırı görünümünü elbiseye dönüştürüyor. Saçlar pek güzel!

Isla Fisher, oldukça ağır olduğunu düşündüğüm bir REEM ACRA içinde şık.

Doğurdum, ele avuca sığar hale getirdim, eh işte yine o eski bomba halimle huzurlarınızdayım grubundan megan Fox, pudra, dantel DOLCE&GABBANA elbisesi içinde yine nefes kesici. Elbisenin değerlendirilecek bir yanı yok, klasik ve risksiz şıklardan. saç ve makyaj yine nefis, küpeler de pek tatlııı.

Hayden Panettiere gitgide zatıflıyor mu ne? ROBERTO CAVALLI pembe elbisesi sıradan ama şık. Saçı, teni, makyajı pek güzel. Bir zamanlar kırmızı halıda çok daha iddialı seçimleri oluyordu, dozu bazen kaçırıyordu, bu defa da iddiasızlıkta dozu kaçırmış:)

Sienna Miller onca şahane ERDEM elbise arasından bana kalırsa en iyisini seçememiş:( Üzüldüm, çünkü bu adamın tasarımları hakikaten enfes! Dantel apliklerle de zenginleşmiş dantel kumaş harika, renk çok sofy çok cici ama kesimde sanki bir gariplik var, üst parçanın boyunda sanki bdenle bir orantısızlık var, tam d atanımlayamadığım bir olmamışlık var işte:) Tüm bunlara ek olarak bir de yapılmamış bir saç var:) Ev topuzu bile daha iyi olabilirdi:p

Pudra tonların temsilcilerinden Amanda Seyfried saçları ve yumuşak makyajıyla pek hoş. GIVENCHY elbisesi de çok şık ama GIVENCHY giydiğinde dönüp dönüp baktırmalı bence, burada o yok. Açıkçası bu kostüm sıradan bir dantelden fazla görünmediği, bel kısmındaki simetri de Seyfried'in hatlarını harcadığı için bence olmamış.

Halle Berry'ye ne oldu anlamıyorum, anlam veremiyorum ki.... Bir zamanlar bize Elie Saab'ı armağan edecek şıklıktaki kadın son yıllarda kırmızı halıda trash. Bu defa da VERSACE içinde hayalkırıklığı...

Bari gözümüz gönlümüz açılsın diye ZUHAIR MURAD içinde Miranda kerr'le bir ara verelim. Törene yetişme telaşındaki melek tabii ki nefes kesici. Sadece asimetrik drapelerle ve o enfes renkle göz alan elbise en iyilerden biri.

Cody Horn da lila tonlardan seçenlerden. VIONNET elbisesi tam bir Vionnet:) Beldeki siyah bandaj ne kadar hoşsa, iki omzu tutmaya çalışanı o kadar kaba ve yersiz görünüyor. Etek boyu yanlış, böyle bir drape akıp gelip ayakkabıda kesilmemeli, yerleri süpürmeli bence.

Kırmızı halıda farklı tasarımcılardan sürekli aynı ışıltılı elbiseyi giyer gibi görünen Taylor swift'i görünce küçük dilimi yuttum! Tafta mürdüm elbisesi bir DONNA KARAN ATELIER ve muhteşem! Yakasının incecik çift askıyla sırta kavuşması, yanlardaki transparan detayı, etek ucu ve kesimi ile nefes kesici. Swift, ben artık olgun bir kadınım diyor sanki. Gecenin en iyilerinden!

Lena Dunham, kilolu celebritylerle oldukça güzel çalışan ve onları şık göstermeyi başarabilen nadir isimlerden birinden ZAC POSEN'den bir kostüm seçmiş. İyi de etmiş! Elbisenin hem göğüs kısmı çok toplayıcı hem kat oyunlarının belde yarattığı görüntü beli inceltici bir ilüzyon yaratmış. Derli, toplu ve couture daha ne olsun:) Hem renk hem model olarak Dunham'a çok yakışmış kesinlikle.

Eski kadınlar bir başkaymış kontenjanından Catherine Zeta-Jones'u takdim ederim. JENNY PACKHAM elbisesi ile 20'lere selam duran Jones yine çok güzel! Elbisenin mendil kollarını, sızıp duran birer su damlasını andıran etekteki ışıltılı çizgilerini ve etek ucunun dansını çok sevdim!

Şimdilik benden bu kadar. Güncellemelerle geri dönebilirim;)

BOOMSTYLE | Pearly

$
0
0
 Fotoğraf: Özberk Baz

Dün akşam artık iyice darmaduman olan çalışma odasına bir çeki düzen verirken, çok eski bir not defterimi buluverdim. Sylvia Plath'dan, Oscar Wilde'dan, Poe'dan ve dahasından alıp yazıdıklarımı. Sonra Füruzan'dan şu dizeler yine yeniden nasıl da hoşuma gitti, bu defa kaybetmeyeyim diye buraya da yazdım...

ninelerim
oturuyor
karşılıklı.
doğulu olan
doğu yönünde.
batılı olan
batı yönünde.
sarışının,
girit adasında,
fıstık çamlarının sakızlı gövdesinde tembelce
gezinen sedef parmakları
genç kızlık hayallerinden yorulmuş,
ak taştan evler sıcakta uyuşmuşken
tanrılar denizine umutla bakıyor.
abonoz saçlı,
duru tenlisi
tundralardan inmiş suvari babasının kararlı yüzünü
gittikçe unutmakta
oysa
son doğan kızı o, ailenin.
bin dokuz yüz on yedi yılının
devrimci komiserlerinden o otuzlarındaki baba,
bir piyanonun önünde çekilmiş fotoğrafında,
dimdik vurucu yakışıklı duruşuyla,
kararlar için yaratılmış uçarı bir adam
bir nagant tabanca
şakağında.

Bir çift Parizyen eldiven, inciler ve güller. Bizden daha romantiği var mı:)
Ve göbeciğimle mini elbiseler içinde çok mesuduuum;)
Şapkalarımı süslemeyi pek seviyorum, mesela bu bereyi de incilerle donattım. 

Bu kış elbiselerle bile sıcacık ve bir o kadar şık geçtiyse hakikaten de Penti kış filesi serisi sayesinde! Özellikle ben hiç çorapsız geçirdiğim kışlardan sonra bu kış çorap mecburiyetimi keyifle yaşadım. Pudra rengi de çıkarmışlar, yuppitooo:)
TWIST Elbise//Dress; MANGO Kazak//Sweater; POLO Bere//Beret ; Penti Çoraplar//Stockings; 
KRIZIA Eldivenler//Gloves ; ZANOTTI Botlar//Boots ;
 TRIWA Saat//Watch ; KISMET by MİLKA Plaka Bilezik// Cuff Bracelet
Şurdan burdan İnciler//Pearls from several boutiques
Romance in the woods... A couple of pearls, a bunch of roses, mini gloves and an ivory outfit. Quite enough:) Isn't it great when the sun shines upon us even it is freezing outside.

BABYBOOM | Çok Kral Kadınmışsın Anne:p

$
0
0

Kırtasiyeye, özellikle de cici defterlere ve kalemlere karşı hislerimi daha önce şu yazımda en platoniğinden kaleme almıştım hatırlarsanız:) Eminim çoğumuz da böyleyiz, peki kaçınız bu defterlerden alıp alıp, içine de bir şeyler yazmaya kıyamadan biriktiriyor elime mum diksin! İşte bu yukarıdaki benim içine bir şeyler yazmaya kıyamadığım gruptan-dı! Şimdi artık kendisi bir günlük, #babyboom büyüdüğünde kendisi ile tanıştığım ilk andan itibaren neler hissetmişim, sadece o okusun diye yazıldı.

Bakalım okuduğunda neler diyecek: -Çok kral kadınmışsın anne…-Amma yapmışsın anne… -Kadınlar hep mi saçmalar anne…- Komik misin anne…:)

Daha doldurulacak çook sayfa var:)

My fellow followers know that I am a huge fan of stationary, especially cute notebooks and pens. I bought piles and piles of them, yet can not write anything inside. But this one has now become a diary for my son to read. From the very first minute I met with him till now. I wonder how he'll feel about my words when the time comes.

GEZİ | Sapanca'da Haftasonu

$
0
0
National Geographic'den imparator penguen belgeseli için teklif aldım sevgili Styleboomerlar, "siyah beyaz kostümünüz, pembe ayaklarınız ve devasa göbeğinizle aradığımız yüz sizsiniz" dediler:p Teklife sıcağım!
Malum, tam bu aylar gelince insan yine tatil hayallerine dalmaya, bir başka manzaraya uyanmaya, kısa da olsa bir kaçamak yapmaya çok hevesleniyor; yaz bitmiş; öbür yaza daha çook var. Ben de tam bu haldeydim ama bir yandan da başımı işten kaldıramıyordum. NG Güral Sapanca duymuş ki #babyboom 'un annesi hiç dinlenmiyormuş, bu işe bir el atalım demiş, böylece 3 şahane günü İstanbul'dan 40-50 dakikalık mesafede ama tertemiz bir havada, yeşillerin  arasında, masajlar ve su terapileri içinde geçirdik. Bugün hadi benimle orman yürüyüşüne!
Otele ait ormanlık alan içinde 3 farklı metrelerde 3 yürüyüş parkuru var, ister yürüyüş ister bisiklet için, bazı parkurlar daha zorlu olabilir, biz #babyboom 'la yeşil olanı seçtik:) Aşırı doz oksijen gibisi yoook!
 Ne güzel bitki ♥
 Taş ya da odun köprü görünce hemen çekim yapası gelenler elime mum diksiin!
 
 Bazı evler çok güzel
Güral Sapanca'nın şahane parkurlarının yanında otelin etrafındaki dinlenme alanları da pek güzeldi. Burası kar altında masalsı bir hale bürünüyormuş, ama yazın da şöyle ağaçlar altında hamakta sallanırken pek güzel olacak eminim!
Bu taş ev yıllar öncesindeki hali korunarak muhafaza edilmiş ve şu an otele ait bir ocakbaşı restorana dönüşmüş. Bebek bekleyen hiç kimsenin şu kapıdan içeri girmesini tavsiye etmem çünkü öyle enfes kokuyor kii herşeyi ama herşeyi yiyebilirsiniz (YEDİ!)
Bir haftasonu da biz romantik yapalım diyenlere tavsiye: Güral Sapanca'nın iki romantik suiti pek özel, biri kırmızı suit diğeri beyaz suit, en üst katta, manzarası harika, daha da sessiz:)
 Ormanın içinden geçip çimlere basıp havuza cuplayalım derseniz işte böyle oluyor:)

O kadar çok foto çekmişim ki bu haftasonu bu postla bitmez uyarayım:)

Bu postta giydiklerime gelince:
MUDO Şapka//Hat; TOPSHOP Tshirt//Tee; TOPSHOP Tayt//Leggings; KOTON Hırka//Cardigan ; MUDO Atkı//Scarf; BATYA KEBUDİ Bileklik//Bracelet ; DIESEL Botlar//Wellies ; VALENTINO Gözlük//Sunnies 

This weekend was great in one of the most beautiful hotels nearby among the woods. Me and my baby spent days walking around, having massage and spa, eating local foods. Gural Sapanca is sure one of the best spa and wellness hotels in Turkiye and it is just 40 minutes away from the city.

BOOMSTYLE | Markafoni ile Babyboom Stili:)

$
0
0
Voila:)

Günaydııın:) Bugün benim doğumgünüm sevgili Styleboomerlar, ve oğlum bile bu sabah beni erkenden göbecikten uyandırdı, içerde parti var bence, "iyi ki dooğdun anneee fiuuuv:p"

Ama günün haberi bu değil! Bugün ve yarın  bebek bekleyen Boomstili ile Markafoni'deyim:) Blogdan da takip ediyorsunuz, hamileyiz diye şıklığımızdan ödün verecek değildik ya:) Baktım sizlerden çok güzel geri dönüşler ve bir dolu sorular alıyorum,  #babyboomstili için Markafoni'deki cicilerden bir seçme yaptım, önerilerde bulundum. Sadece kendime değil, babyboom 'a da bir şeyler seçtim;) Bakalım sizler de şurayı tık tıklayınca bende göreceğiniz 12 kombini beğenecek misiniz? Korkmayın sadece bebek bekleyenler için değil bu seçimler;)

 Cool da yaptık;)

Bence "hamile giyimi" anne adayını bolca fiyonklamak, gereksiz bir oyunlamak, mesajlı tshirtlemek üzerine kurulu: ben buna fena halde karşıyım, ve çok gerekmedikçe de özellikle hamile giyiminden seçim yapayım diye kasmıyorum. Ha doğumdan sonra da giyerim diye de diretmiyorum, sonuçta bu süreç insanın kendini yine güzel, yine kadın kadın hissetmek istediği, zaten tatlılaştığı ama buna zorunlu olmadığı, yine şık kalabileceği ama aynı zamanda hem fiziken hem ruhen çok da değiştiği bir süreç; aldığım şeyi doğumdan sonra giysem de oluur, giymesem de. Ama bu bir "süreç" diye ödün versem olmazdı. Markafoni kampanyasındaki seçimlerimi de Mert Aslan'ın da yardımlarıyla hep bu hislerle yaptım.

Bu çekimde beni prenses gibi ağırlayan, süsleyen, püsleyen, fotoğraflayan, sütün sıcaklığına kadar ayarlayan Markafoni ekibine; birbirinden güzel kıyafet ve aksesuarlar içinden bana ve benim tarzıma uygun cicileri seçmemde yardım eden ve beni giydiren, kısa topuklara alışmalısın diye tembihleyen Mert Aslan'a çook çok çok teşekkür ediyorum. Hayatımda böyle profesyonel bir ekiple çalışmadım, hiç yorulmadım, #babyboom 'u da sıkmadım;) Şimdi merak ve heyecanla kombinler hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum ♥

BACKSTAGE | Bir Göbeğin Kamera Arkası:)

$
0
0

Sizi bilmem ama ben çekimden çok çekim arkasına bayılıyorum! Tıpkı düğünlerde pozlu fotolardan çok gelinin unuttuklarını gösteren evlilk hikayesi fotoğraflarına olduğu gibi:) Markafoni'deki Styleboom ile Annelik Heyecanı kampanyasının da backstage videosu pek güzel olmuuş! Her zaman olduğu gibi ağzı hiç kapanmayan bir Boom :D ve işte ekip!

Şarkı da pek naif pek güzel olsaymış: 
I am a prairie girl
straight to the bone, oh
I’ll cut you off on the drive back home
I spend my winters alone
yeah there’s just no place quite like home

 

BOOMSTYLE | Osman:)

$
0
0

Bu post size pek şukela bir haber vermek, "OrderandDance" demek için:) Aslında ben geç bile kaldım!

Aslı Filinta'yı çok beğeniyor ve ilginç buluyorum biliyorsunuz, ben genelde onun daha feminen parçalarına kaysam da, Aslı Filinta ruhunu yansıtan tasarımları çok daha başka. Benim filinta gibi olduğum zamanlar sona erse de:p Aslı Filinta zamanım sona ermedi nayııır! 

Kendisinin cicilerine TR'de ulaşmak biraz zor oluyordu, ama artık Aslı Filinta da online satışa geçti:) Daha güzel haber sadece ve sadece bu online sitede "sample sale" de vaaar, L'appart mail atsa da koşa koşa sample sale'e gitsek diyeceğimize artık tıklayıvereceğiz.

Son koleksiyondan her ne kadar gönlümde yatan aslan şu elbise olsa da hem şimdi bluz gibi giyebilmek hem doğum sonrasında  koleksiyonda olduğu gibi elbise şeklinde giyebilmek için ben bu paşalıyı seçtim:)
 
 

ASLI FİLİNTA Elbise//Dress ; TOPSHOP Tayt//Leggings; ZARA Ayakkabılar//Wedges

BABYBOOM | Bir Gardrop Hazırlığı

$
0
0

Bir zamanlar alışverişte ben:
-hii ayakkabını güzelliği! PIT:)
-yaa bu elbise benim olmalı olmalı olmalııııı
-kocicim bu renk yoktu, ihtiyaç yani ne var kiiiiiiii?!

Şimdi alışverişte biz:
-oii oii oii şunun sebimliliğine bak GÜP! (artık ağırlaştığım için bayılırken "pıt" sesi çıkmıyor haliyle güpe dönüştü:p)
-mihihihih çok tatlıııııııııııııı
-ay herşeyin küçüğü güzel (anneanne ya da babaanne:))
-şu tuluma bak çok sıpaaa

İşte bu efektler eşliğinde bir gardrop hazırlığını anlatıyor bu post:)Tu tu tuu 41 kerelerinizi eksik etmeyiniz:)
Doğrusu sektör kız çocuklarını epey kayırıyor, yalan yok, amaa erkekler için de güzel olanlar aşırı güzel, kızlar için bazen ipin ucu kaçmış, kontrolsüz süs süs değildir demek istiyorum.p
Loaferlar  ponentebaby.com
Bunlar #babyboom 'un ikinci çifti olduğundan benim için pek özel:)

Herşey bir yana çoraplar bir yana! Bu kadar mini minnacık şeylere bakıp da şimdi bu insan mı olacak diye şaşırmamak imkansız:)
ByWonderland'den odanın ilk biblosuu ♥

Lilibet! Uykusuz gecelerin güleryüzlü yılmaz nöbetçisi görevi onda!

 Yetenek kumkuması biricik CansuCiga'nın bu cici illüstrasyonu duvardaki yerini bekliyor  ♥


Lacivert, kırmızı ve gri-sarı #babyboom için favori renk skalam:)

Teddybear yenidoğan seti  idilbaby.com
Hem çok sevimli, hem çok kullanışlı, hem çok doğal yenidoğan setleri için idilbaby.com şahane bir adres, tavsiye ederim:)

Boyner bambu lifinden doğal ve yumuşacıkk tulum seti ♥
  Deichmann Elefanten patikler ♥
 
El örgüsü battaniye  makassende.com  ♥
 
Bu sevimli askılar  petitsomething
Tam bir oğlan çuçuuna göre bu önlük  Renkli Zebra
Renkli Zebra'da tekstil grubuçok güzel!

Bıyıklı patikler Yaappaa Baby Shoes 

Vee son olarak;
Üstüne iliştirilen notu, kendinden bile cici olan bu yağmurluk için çok sevgili takipçilerimden birine çok ama çok teşekkür ediyorum! Beni nasıl da iyi tanımış, şöyle yazmış:

"... yağmurlu bir günde annesi ile "pıtı pıtı"  yürüyen bir #babyboom hayali ile alındı."

Ne güzel ♥

Şimdilik #babyboom benim pabucumu fazlasıyla dama attı, bu gidişe bir dur demem lazım:p Yine de lütfen kimse bunları maksimum 2 bilemedin 3 hafta giyebilecek demesin, çok fena oluyorum bakın:) Çok fena oluyoruuum:o

STİL | Kemerleri Sıkma Politikası!

$
0
0
Bu başlık biz Türk vatandaşlarının oldukça aşina olduğu bir "politika"dan bahsetse de korkmayın sevgili Styleboomerlar konumuz ekonomi değil; ama yine de kısmen "yatırım"ı kapsıyor. İkinci tur indirim dalgasında kemere yatırım! Yukarıda göreceğiniz son kemer alışverişimle bu postun zamanı geldi de geçiyor dedim:)

Kemerlere düşkünlüğüm #boomstyle postlarından malumunuz:) Bir seferberlik olsa memleketteki pek çok kadına yetecek kadarını da depoladım, şimdi göbek Hut dağı gibi şişince pek çoğundan kısa süreli ayrılsam da hala evet haaala uygun kemerlerle elbiselerime hoşluk katmaya devam ediyorum.

Forever New

Elbette kemer bir ayakkabı ya da çanta değil ama bence aksesuarlar içinde yeri bunlardan sonra geliyor. Aynı elbiseyi, pantolonu, bluzu vs farklı kemerlerle farklı hallere ve stillere bürümek mümkün. Kemerler hem kullanışlı hem eğlenceli aksesuarlar, unutmayın.

Mango

Diyebilirsiniz ki, belin ince (idi) olduğu için sana konuşması kolay, ama hayır doğru nokta, doğru kalınlık ve doğru renklerle kemer herkesin dostu olabilir. Hatta size sizin istediğiniz yerde bir bel çizgisi yaratabilir, gövdenizi olduğundan uzun ya da kısa gösterebilir. 

 Cem Evirgen

Kemerfobisine son vermek için şimdi bir bakalım, doğru kemer nasıl seçilmeli? Bunlar kaba hatları ile bazı kurallar, ama şunu unutmayın kemer de mutlaka denenerek, aynada şöyle bir bakılarak alınmalı.

1) Doğru Nokta: Kemerin pozisyonu önemli! Kemer bazen bel çizginizin biraz üzerinde bazen biraz altında durması gerekebilir. Bel çevrenizde biraz fazlalık varsa doğru nokta bel çizginizin biraz üstü olmalı. Eğer gövdeniz normalden kısa ise kemer için doğru nokta önde  bel çizgisinin biraz altı, arkada ise tam bel çizgisi olmalı. Birden fazla doğru noktanız da olabilir!
 
Polo

2) Kemer Genişliği: Düz bir beliniz varsa arkadan daha kalınc abaşlayıp önde incelerek kavuşan kemerler daha belirgin bir bel ilüzyonu yaratabilir. Uzun gövdeler ve uzun boylular kalın kemerleri gayet rahat kullanabilirken, kısa gövdeler ve kısa boylular kemer kalınlığına biraz daha dikkat etmeli, zira kemer gövdeyi alt ve üst olarak ikiye bölen bir aksesuar.

Zara

3) Renk:İlk iki maddeyi hallettikten sonra kemerin rengini nasıl seçmeliyiz sorusu geliyor, kıyafetinizle tamamen kontrast yaratacak bir renk mi olmalı yoksa kıyafetinizin rengine yumuşacık karışacak bir renk mi? Kontrastı düşük ve kıyafetle aynı tonlarda kemerler özellikle bel çizgisi yeterince belirgin olmayanlar için idealdir ve uzun akıcı bir silüet sağlar. Bunun yanında yüksek kontrastlı kemerler bele daha çok dikkat çeker ve odaklar. 
   
Mango

4) Katmanlar: Bir elbise ya da bluzun üzerine giyeceğiniz ceket ve hırkaları, renk yumuşak mı olmalı yoksa kontrast mı kalmalı diye sorgulamadan rahatlıkla  kemerlerle kombinleyebilrisiniz. Kemerlerin bu şekild ekullanımı kıyafetinize ekstra boyut katacaktır. 

Aldo

5) Elastik: Kemer sadece siz ayaktayken değil oturduğunuzda da sizi sıkmamalı ve rahat olmalı, bu sebeple ya elastik ya da birbirine yakın delikleri olan kemerler seçmeye dikkat edin. 

Koton

6) Zaman Tanıyın: Kemer kullanmaya mesela benim kadar alışık değilseniz ilk başta denemeleriniz size garip gelebilir, pes etmeyiin;) Ayrıca yine alışık değilseniz bir şeyler sizi çok sıkıyormuş gibi gelebilir, bunun için de önce elastik versiyonlarla başlayın;)
    
İpekyol

Mango

Forever New
Kemerlerde taşlar, kristaller, altın renk, cesur tokalar favorilerim!
Genel olarak Zara, Forever New, İpekyol, Asos ve Mango en çok kemer satın aldığım markalar.

Asos ve İpekyol

Begüm Salihoğlu

Zara

Mango

İpekyol

Kemerleri üst üste takmak ya da farklı kemer bağlama teknikleri de artık çok moda, değişik öneriler için
şu linke bakmanızı öneririm:)

Mango

Asos

Asos

Mango

Ve hamilelik sürecine gelelim:) Robalı elbiselerimi beni sıkmayan kemerlerle süslemeyi ihmal etmedim. Üstelik bu hem göbeğe dikkat çekti hem de yeri geldiğinde aynı elbiseyi farklı görünümlere soktu. 

Mango

Zara


Esasen görebileceğiniz gibi kemer olayı bende çoook eskilere dayanıyor:p (çoraplara dikkat etmeyiniz:p)


Sizin kemerlerle aranız nasıl merak ediyoruum:)
Viewing all 407 articles
Browse latest View live